İçeriğe geç

Men i ihtikâr ne demek ?

Men-i İhtikâr Ne Demek? Kıtlıkla Vicdan Arasında Bir Denge Arayışı

Bazı kavramlar vardır; sadece bir tanım değil, bir dönemin vicdanıdır. “Men-i İhtikâr”ı ilk duyduğumda aklıma, dara düşen şehirlerin fırın önlerinde uzayan kuyrukları, depolarda bekleyen çuvallar ve bir toplumun “adaletli fiyat” arayışı geldi. Gelin, hem kelimenin kökenine hem de bugün ve yarına uzanan etkilerine birlikte bakalım; samimi bir sohbette, veriye ve gerçek hayata yaslanarak.

Kısaca: “İhtikâr”, özellikle zarurî malları kıtlık anında piyasadan çekip fiyatı yükseltme amacıyla saklamak; “men-i” ise yasaklama/durdurma demektir. Yani “Men-i İhtikâr”, istifçilik ve fırsatçılığın önlenmesi fikridir; tarihimizde bu adla çıkarılmış düzenlemeler de vardır.

Köken: “İhtikâr”ın Ahlakî ve İktisadî Anlamı

“İhtikâr” kavramı klasik İslâm literatüründe, insanların muhtaç olduğu malları piyasadan çekip pahalıya satma niyetiyle bekletme pratiğini ifade eder. Terim, sırf depolamadan (iddihâr) ve tekelleşmeden (inhisâr) daha geniş bir muhtevaya sahiptir; hadis literatüründe yer alır, muhtemel toplumsal zarara dikkat çeker. Bu yüzden ihtikâr yapan kişiye “muhtekir” denir ve tarih boyunca dinî-ahlakî bir kınama konusu olmuştur. ([TDV İslâm Ansiklopedisi][1])

Men-i İhtikâr: Osmanlı’da Savaş Ekonomisinin Hukukî Cevabı

İmparatorluğun son yıllarında iaşe krizi derinleşirken (1914–1923), gıda ve temel ihtiyaçlarda fırsatçılığı önlemek için “Men-i İhtikâr” başlıklı adımlar atıldı. Bu dönemi inceleyen çalışmalar, kıtlık ve fiyat dalgalanmalarının karaborsayı ve muhtekirleri beslediğini; toplumun iaşe güvenliği için hukuki ve idari tedbirler geliştirildiğini gösterir. ([openaccess.marmara.edu.tr][2])

Savaş şartlarının en sert hissedildiği evrede, istifçiliğe karşı “Men-i İhtikâr Kanunu” ifadesiyle anılan düzenlemeler gündeme geldi; literatürde 24 Mayıs 1917 tarihli bir yasaya atıf yapılır. Amaç, zarurî malların depolarda tutulup fiyatların şişirilmesini önlemek ve adil dağıtımı sağlamaktı. (Tarih ve başlık atfı için bkz. Mustafa Şeref Özkan biyografisi.) ([portreler.fisek.org.tr][3])

Bugün: “Stokçuluk” ve Fahiş Fiyatla Mücadele Nasıl Yürütülüyor?

Güncel hukukta “ihtikâr” yerine daha çok “stokçuluk” ve “fahiş fiyat” kavramları kullanılıyor. Türkiye’de 2020’de kurulan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, olağanüstü hâl, afet, ekonomik dalgalanma gibi dönemlerde fahiş fiyat artışları ve stokçuluğa karşı tedbir alma, denetim yapma ve idari para cezası uygulama yetkisine sahip. Kurulun görev ve yetkileri Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelik’te detaylandırılmıştır. ([Resmi Gazete][4])

Ticaret Bakanlığı’nın bilgilendirme sayfaları da Kurulun 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un ek maddesine dayandığını ve piyasa dengesini ile tüketiciyi korumayı amaçladığını açıklar. Böylece tarihsel “men-i ihtikâr” fikri, modern kurumsal bir çerçeve ile sürdürülmektedir. ([https://ticaret.gov.tr][5])

Politika Tasarımının İnce Ayarı: Yasak, Teşvik ve İzlenebilirlik

Sadece yasak koymak çoğu zaman yeterli olmaz; çünkü “kıtlık + yüksek kâr fırsatı” denklemi, gölge piyasaları besleyebilir. Etkili bir çerçeve için:

— Şeffaf tedarik zinciri ve dijital izlenebilirlik (fatura, stok, sevkiyat verilerinin çapraz kontrolü),

— Hedefli denetim (büyük ölçekli aracı ağlarına odaklanma),

— Arzı artıran teşvikler (lojistik, finansman, ithalat esnekliği),

— Tüketici bilgilendirmesi (sahte/standart dışı ürüne karşı uyarı)

birlikte çalışmalıdır. Modern Türkiye’de fahiş fiyat ve stokçuluğa ilişkin düzenlemeler, bu yönetişim aklını kurumlaştırma çabasının parçasıdır. ([kolcuoglu.av.tr][6])

Gerçek Hayata Dokunan Yansımalar

Bir düşünün: Bebek maması, temel gıda, kiralık konut, hatta çevrimiçi oyunlarda ekran kartı gibi donanımların bulunurluğu… Kıtlık ya da ani talep artışı olduğunda, “bekletip pahalıya satma” motivasyonu devreye girebiliyor. Kısa vadede bazı tüketiciler, normalde ödeyeceklerinden çok daha yüksek bedellerle ürüne erişebilirken; uzun vadede güven erozyonu, adaletsizlik hissi ve yatırımın yanlış alanlara kayması gibi toplumsal maliyetler doğuyor. İaşe literatürü, bu tür dönemlerin “muhtekir” algısını artırdığını ve kamusal tepkiyi güçlendirdiğini gösterir. ([openaccess.marmara.edu.tr][2])

Beklenmedik Alanlar: Veri, Bilet, Dijital Varlık

“İhtikâr” fikrinin gölgesi bugün bambaşka alanlara da düşüyor:

— Etkinlik biletleri: Botlarla toplu alım ve yüksek fiyatla yeniden satış, klasik istifçilik mantığının dijital yüzü.

— Veri ve dijital varlıklar: Nadir oyun içi eşyalar veya lisans anahtarlarının “kıtlık primi”yle dönmesi, platform ekonomilerinde yeni bir arayüz açıyor.

— Kapasite rezervasyonu: Lojistikte veya bulut kaynaklarında kapasiteyi kilitleyip sonra devretmek, düzenleyicilerin “adil erişim” ilkesini gündeme taşıyor.

Bu örneklerde çözüm, resmi ikincil pazarlar, kimliklendirme (ürün/biletin tekilliğini ispat) ve şeffaf kurallarla “kıtlık rantı”nın sınırlandırılmasıdır. (Kavramsal genişleme; tarihsel “ihtikâr”ın modern benzerlerini işaret eder.)

Men-i İhtikârın Geleceği: İlkeden Mekanizmaya

“Men-i İhtikâr”, özünde şu ilkeye dayanır: Zarurî mallarda adaletsiz kâr uğruna toplumun refahını baltalama. Gelecek, bu ilkeyi daha akıllı mekanizmalarla hayata geçirme mücadelesi olacak. Bir yanda algoritmik fiyatlama ve platform ekonomileri, diğer yanda regülasyonun hız ve çevikliği… Tarih bize şunu fısıldıyor: Etkili denetim, veriyle destekli şeffaflık ve arzı güçlendiren teşvikler, fırsatçılığın oksijenini keser. (Tarihî arka plan için Tanzimat’tan itibaren “ihtikâr” tartışmaları ve piyasa düzenlemeleri literatürü geniştir.) ([History Studies][7])

Son Söz: Men-i İhtikâr Bir Yasak Değil, Bir Toplum Sözleşmesi

“Men-i İhtikâr” kelimesi kulağa resmî bir yasak gibi gelse de, özünde adaletli paylaşım ve güven talebidir. Dün depodaki buğday için geçerli olan ilke, bugün veri paketinden doğalgaza kadar uzanıyor. Peki sizce istifçiliği durdurmanın en etkili yolu hangisi: Daha sert cezalar mı, yoksa şeffaf tedarik ve resmi ikincil pazarlar mı? Hangi alanlarda “görünmeyen ihtikâr”la karşılaştınız? Gelin, yorumlarda bu sohbeti birlikte büyütelim; farklı deneyimlerimizle daha adil bir piyasayı birlikte düşünelim.

[1]: https://islamansiklopedisi.org.tr/ihtikar?utm_source=chatgpt.com “İHTİKÂR – TDV İslâm Ansiklopedisi”

[2]: https://openaccess.marmara.edu.tr/items/19c4e91b-301c-42f4-9b8a-2308ea9a0479/full?utm_source=chatgpt.com “1914-1923 arası İstanbul’un iaşesi ve ihtikar sorunu”

[3]: https://portreler.fisek.org.tr/mustafa-seref-ozkan/?utm_source=chatgpt.com “Mustafa Şeref Özkan | Cumhuriyet İnsanları Portreleri”

[4]: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/05/20200528-8.htm?utm_source=chatgpt.com “28 Mayıs 2020 PERŞEMBE – Resmî Gazete”

[5]: https://ticaret.gov.tr/ic-ticaret/sikca-sorulan-sorular/haksiz-fiyat-degerlendirme?utm_source=chatgpt.com “Haksız Fiyat Değerlendirme – Ticaret”

[6]: https://www.kolcuoglu.av.tr/Uploads/Publication/haksizfiyatdegerlendirmekurulu.pdf?utm_source=chatgpt.com “KDK Hukuk Bülteni – Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu”

[7]: https://www.historystudies.net/tanzimat-devri-ve-sonrasinda-osmanli-piyasalarinda-ihtikar-sorunu_465?utm_source=chatgpt.com “Tanzimat Devri ve Sonrasında Osmanlı Piyasalarında İhtikâr Sorunu”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
vd.casino