İçeriğe geç

Birebir görüşme yöntemi nedir ?

Birebir Görüşme Yöntemi Nedir? Felsefi Bir Yaklaşım

Bir filozofun gözünden bakıldığında, her birebir görüşme aslında iki varlığın birbirine dokunma çabasıdır. Sözler, sadece ses dalgalarından ibaret değildir; onlar, bir bilincin başka bir bilince ulaşma girişimidir. “Ben” ile “sen” arasındaki bu diyalog, varlığın kendisini tanıma sürecinin küçük bir örneğidir. Bu nedenle birebir görüşme yöntemi, yalnızca iletişimsel bir araç değil; aynı zamanda etik, epistemolojik ve ontolojik düzeyde bir karşılaşmadır.

Epistemolojik Boyut: Bilginin Yüz Yüze Doğuşu

Felsefede epistemoloji, yani bilginin doğası, insanın dünyayı nasıl kavradığıyla ilgilidir. Birebir görüşme yöntemi, bilgi üretiminin en saf hâllerinden birini temsil eder. Çünkü burada aracılar yoktur: ne kalabalığın gürültüsü, ne de teknolojinin filtresi. Sadece iki bilinç, anlam arayışında birbirine yönelir.

Bu yöntemde bilgi, bir nesne gibi aktarılmaz; bir süreç içinde ortaklaşa üretilir. Platon’un “diyalog yöntemi” tam da bunu amaçlar: bilginin tartışma yoluyla doğuşunu. Platon’a göre bilgi, birinin diğerine “öğretmesiyle” değil, birlikte düşünmeleriyle ortaya çıkar. Bu açıdan bakıldığında, birebir görüşme epistemolojik olarak bir “doğurtma sanatı”dır (maieutik). Sokratik yöntemle benzer biçimde, görüşmede taraflar birbirinin düşüncelerini doğurur; bilgi, karşılaşmanın tam ortasında filizlenir.

Etik Perspektif: Karşısındakini Bir Amaç Olarak Görmek

Etik açıdan birebir görüşme, karşısındaki kişiyi bir araç değil, bir amaç olarak görmek demektir. Immanuel Kant, insanı asla yalnızca bir araç olarak kullanmamayı, onu kendi başına bir değer olarak görmeyi öğütler. Bu ilke, her görüşmenin ahlaki temelini oluşturur.

Bir birebir görüşmede, karşımızdaki insan yalnızca bilgi kaynağı değildir; bir varlıktır, bir özne. Onunla kurulan iletişimde samimiyet, saygı ve özen olmazsa, görüşme bir sorguya, hatta manipülasyona dönüşür. Etik bakımdan bu yöntemin başarısı, tarafların birbirini “duymasında” yatar. Duyulmak, anlaşılmaktan bile önce gelen bir insanlık ihtiyacıdır.

Bu yüzden etik görüşme, sadece “ne söylendiği”yle değil, “nasıl dinlendiği”yle de ilgilidir. Bir ekonomist bilgi toplamak için görüşme yapabilir, bir psikolog duygu çözümlemek için… Ancak bir filozof için her görüşme, insanın kendini anlaması için bir fırsattır.

Ontolojik Perspektif: Varoluşun Diyaloğu

Ontoloji, varlığın ne olduğunu sorgular. Bu bağlamda birebir görüşme, iki varlığın karşılaşmasında ortaya çıkan yeni bir “varlık hâli”dir. Martin Buber, insan ilişkilerini “Ben-Sen” ve “Ben-O” olarak ayırır. “Ben-O” ilişkisi nesnelleştiricidir; karşımızdakini bir araç, bir obje gibi görürüz. Oysa “Ben-Sen” ilişkisi bir diyalogdur; burada iki özne karşılaşır, birbirinin varlığını onaylar.

Bir birebir görüşme yöntemi doğru biçimde uygulandığında, bu “Ben-Sen” düzleminde gerçekleşir. Görüşmede taraflar yalnızca bilgi değil, varlık da paylaşır. Sessizlik bile bu karşılaşmada anlam kazanır. Çünkü bazen sözcükler değil, sessizliğin taşıdığı varoluşsal yük konuşur.

Ontolojik olarak birebir görüşme, insanın “öteki” aracılığıyla kendini tanımasıdır. Karşımızdakinin gözlerinde kendi bilincimizi görür, kim olduğumuzu yeniden düşünürüz. Bu nedenle her görüşme, insanın kendine dönüş yolculuğudur.

Modern Dünyada Birebir Görüşmenin Değeri

Dijital çağ, iletişimi kolaylaştırırken anlamı yüzeyselleştirdi. Yüz yüze görüşmelerin yerini ekranlar, emojiler ve algoritmalar aldı. Ancak bu kolaylık, insanın varoluşsal derinliğini törpüledi. Çünkü anlam, hızda değil, temasın samimiyetinde doğar.

Birebir görüşme yöntemi bugün, hem araştırmalarda hem de insan ilişkilerinde yeniden değer kazanıyor. Bir şirket yöneticisi için bu yöntem, empatiyi güçlendirir; bir akademisyen için derin veri sağlar; bir filozof içinse varoluşun yankısını taşır.

Felsefi açıdan bakıldığında, bu yöntem sadece bilgi üretme değil, insan olma biçimidir. Her görüşme, “Ben”in sınırlarını genişletir; “Sen”le birlikte daha büyük bir anlam alanı oluşturur.

Düşünmeye Açık Bir Soru

Her birebir görüşme bir karşılaşmadır; ama her karşılaşma görüşme değildir. Çünkü görüşme, yalnızca konuşmak değil, dinlemek, anlamak ve değişmeyi göze almaktır. Peki biz, karşımızdakini gerçekten duymaya hazır mıyız?

Belki de birebir görüşmenin en derin anlamı burada yatar: Ötekinin yüzünde kendi varlığımızla yüzleşme cesareti göstermek. Çünkü felsefenin en eski öğrettiği şey şudur: Kendini bilmek, ötekini anlamaktan geçer.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
vd.casinoprop money